Hayatımın En "Anılı" Kişisi

Güney ve Kıymet Teyze



En başta dediğim gibi, herkesin anlatılmaya değer bir yakını var. Güney, teyzesini anlatıyor...


*****

Kimseden tek bir ses çıkmasın istiyordum, ne bir nasihat ne de avutucu herhangi bir kelam.

Kim anlar ya neyse deyip fotoğrafının altına oruç aruoba'nın "uzak"ını koydum.
O da babasının ardından yazmıştı:

Her ölüm dünyada bir çatlak açar - bir boşluk bırakıp
öyle gider her kişi: öteki kişiler de, şimdi o
çatlağı
kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş
hissederler kendilerini.


Ah ne fayda! Herkes o inanılmaz, o korkunç ve sadece bugüne sakladıkları yaşam deneyimlerini anlatmak için sıra sıra üzerime geliyor, kimi daha ileri gidip kolumu dizimi tutup beni sarsıyordu.

Ölü evinden kimse kovulmazdı, hele iki şamar patlatmak hak getire.

Aradan bir hafta geçti geçmedi, normalde annemle beraber hayatımın en "anılı" kişisi teyzem yanıma geldi. Günlerdir tek kelam etmemişti. "Ben o yazıyı okudum" dedi.

Bi' başlasa acıymış, kedermiş, ölümmüş, kalımmış, dertmiş… Belki de hiç susmamaya en kâdir teyzem hani o 6-7 yaşlarında annesiz babasız kalıp kendinden 3 yaş küçük kardeşine annelik etmek için okula bile gidemeyen teyzem.

Yazıyı okumaya bile gerek duymamış desem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder